Periodontal Dokuların Histolojisi

Sementum Histolojisi

Sementum ve çevre dokuların gösterimi.

Sementum, kök dentin yüzeyi üzerinde kabaca bir saç teli genişliğinde ince bir tabaka (50 ila 200 μM arasında) oluşturur. Sementumun ECM'si mineden çok farklıdır, ikisi renklerine göre ayırt edilebilir (sementum sarımsı renktedir, minenin rengi yoktur). Sementum da dentin de sarımsıdır ve bu ikisini renklerine göre ayırt etmek zordur. Sementumun ECM'si, yaşam boyunca sementum yüzeyinde bulunabilen sementoblastlar tarafından biriktirilir. Sonuç olarak, sementum kalınlığı 10 ila 70 yaşları arasında üç katına çıkabilir. Bu süreç, sementoblastlara ek olarak rezorptif hücrelerin aktivitesini içermediği için kemik yeniden şekillenmesi ile aynı değildir. Sementum diğer sert dokulara göre daha fazla florür içerir.

Dentin ve mine gibi sementum da avasküler bir dokudur, ancak hücre içerebilir. 1830'lardan kalma histolojik (görsel) çalışmalara dayanan iki tip sementum vardır: hücresel sementum ve aselüler sementum. Moleküler biyoloji ve genetik alanındaki daha yeni gelişmeler, daha yeni kavramlar ortaya çıkarmaktadır, ancak eski sınıflandırma sistemi klinik uygulamada hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hücresel sementumda, sementoblastlar ECM içinde hapsolur ve sementositlere farklılaşır. Olgun dokuda, sementositler kemik dokusuna benzer şekilde lakünler içinde bulunur. Bununla birlikte, kanaliküller yalnızca (vasküler) PDL(periodontal ligament) yönünde uzanır. Ters yönde ise sementositlere besin sağlayamayan avasküler dentin bulunur. Hücresel sementum kökün apikal yarısında bulunur.

Aselüler sementum sementosit içermez ve kökün koronal yarısında ve apikal kısımdaki selüler sementumun altında bulunabilir (sementum koronal bölgede yaklaşık 50 μM kalınlığında ve apikal bölgede 200 μM kalınlığındadır).

Sementum ve dentin arasındaki sınır, Sementum-Dentin birleşimi (CDJ), DEJ'den daha az belirgindir. Sementum dentinden biraz daha az güçlüdür ve aşağıdaki tabloda listelenen materyallerden oluşur. Bazı yayınlarda sementumun mineral bileşeninin %60 ila 65 olduğu belirtilmektedir. Bu sayılar arasındaki fark, CDJ'de çoğunlukla mineralize olmamış glikoproteinlerden oluşan bir tabakanın dahil edilip edilmediğini yansıtmaktadır. Glikoproteinler sementuma özgüdür, bu nedenle bunları içeren ölçümleri rapor etmeyi seçtik. Glikoproteinler sementuma özgüdür, bu nedenle bunları içeren ölçümleri rapor etmeyi seçtik.

Sementumun mineral içeriğini ölçmek için kullandığımız yöntem ne olursa olsun, periodontitis ve ortodonti nedeniyle kemik, dentin ve sementum kaybı oldukça karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, morfojenlerin etkisi ve rezorptif hücrelerin farklılaşması gibi konuların tartışılmasını gerektirir. Benzer şekilde, sementumun dişin bir parçası olarak mı (konumu ve görünümüne göre) yoksa periodonsiyumun bir parçası olarak mı kategorize edilmesi gerektiği tartışması, diş ve periodontal dokuların kökenleri konusuna geçene kadar ertelenmelidir.

Hücresel sementum (apikal kısım)

Aselüler sementum (koronal kısım)
%50Mineral: Kalsiyum Hidroksiapatit
%50Protein: Kolajen ve glikoprotein karışımı

Su
 Sementumun bileşenleri

Sementumdaki Lifler

Asal Lifleri (PF) kanat benzeri süreçlerle saran, ardından bu lifleri parmak benzeri süreçler tarafından salgılanan İçsel Liflerle (IF) çevreleyen bir sementoblast şeması. [Image credit: "Schematic diagram depicting how cementoblasts produce intrinsic fibers around principal fibers on extrinsic fiber-rich CIFC." by Tsuneyuki Yamamoto et al, Jpn Dent Sci Rev is licensed under CC BY-NC-ND 4.0]

Aselüler sementum, kök yüzeyine dik olarak ilerleyen ve muhtemelen hem fibroblastlar hem de sementoblastlar tarafından salgılanan ekstrinsik kolajen lifler içerir. Bu lifler alveolar kemiğe kadar uzanır ve sementumun içine gömülü olduğu PDL'nin (periodontal ligament) temel liflerinin uçlarını temsil eder (dışsal liflere Sharpey lifleri denilebilir, kemik dokusuyla aynıdır).

Hücresel sementum intrinsik lifler ve muhtemelen ekstrinsik lifler içerir. İntrinsik kollajen lifler sementoblastlar tarafından salgılanır ve sementumun ötesine uzanmaz. Kök yüzeyine paralel olarak yönlendirilirler ve esas olarak sementumun (bir iskele) onarımında görev alırlar. Daha yeni yayınlar, hücresel sementumu, mevcut ekstrinsik kollajen liflerinin miktarına bağlı olarak Hücresel İntrinsik Lifli Sementum ve Hücresel Karışık Çok Katlı Sementum olarak ikiye ayırmaktadır. Ekstrinsik kolajen lifleri içermeyen sementum (servikal bölgeye daha yakın) kemik dokusuna bağlanmaya katkıda bulunmaz.

Periodontal Ligamentin Histolojisi

PDL ve çevresindeki dokuların gösterimi.

Periodontal Ligament (PDL), sementumu alveolar kemiğe bağlayan sıkı düzenli bağ dokusundan oluşan bir bölgedir. Sharpey lifleri PDL'nin bir tarafından sementuma ve PDL'nin diğer tarafından alveolar kemiğe uzanır. CDJ gibi, sementum ve PDL arasındaki sınır da ortak kökenleri nedeniyle bulanıktır. PDL içinde Malassez'in epitelyal kalıntıları olarak adlandırılan başıboş epitelyal hücre kümeleri bulunabilir. PDL, diğer bağlara göre çok daha yüksek derecede damarlanma (vaskülerizasyon) özelliğine sahiptir. Ayrıca daha çeşitli ve çok sayıda hücre popülasyonuna sahiptir.

Alveolar Kemiğin Histolojisi

Illustration of alveolar bone, and nearby tissues. Look for Tomes’ granular layer as a landmark, if needed.

Alveolar kemik, PDL'den Sharpey liflerinin girdiği çok sayıda küçük deliğin yanı sıra kemik dokusundan çıkan ve bir dişin apikal foramenine giren sinirler, kan ve lenf damarları için daha büyük delikler içeren kısmen benzersiz bir özelliğe sahip kompakt kemik dokusu içerir. Bu da alveolar soketlerin yüzeyinin gözenekli görünmesine neden olur ki bu durum kemik yüzeyi için neredeyse benzersizdir. Gözenekli yüzey kribriform plaka olarak adlandırılır ve küçük deliklerle dolu diğer kompakt kemik bölgesi olan etmoid kemiğin kribriform plakası ile karıştırılmamalıdır (etmoid kemikteki kribriform plakasının delikleri, burun boşluğunu beyne bağlayan koku alma sinir uçları içindir).

Sert Dokulardaki Rezorptif Hücreler

Periost, kemik dokusunu çevreleyen sıkı düzenli bir bağ dokusu tabakasıdır. Kolajen liflerine ek olarak, kemiğin yeniden şekillenmesinde rol oynayan osteoblastlar ve osteoklastlar içerir. Benzer hücreler sementum ve dentin için de mevcuttur ancak mine için geçerli değildir. Sementoklastlar ve odontoklastlar sırasıyla sementumu ve dentini demineralize etme yeteneğine sahiptir. Osteoklastlar kemikleri parçalamak için asit salgılarlar ve benzer şekilde bu hücreler de asit salgılamak için gerekli olan genleri ifade ederler. Ayrıca, bu hücreler sindirim sırasında kullanılan enzimleri de üretirler. Bu enzimler arasında, matriks metalloproteinaz adı verilen bir enzim ailesinin üyeleri de bulunur. Osteoklastların aksine, bu hücreler sürekli olarak yeniden yapılandırma biriminde aktif değillerdir, temel bir aktiviteleri yoktur ve genellikle sadece eksfoliasyon sırasında etkinleşirler.

Odontoklastlar ve sementoklastların, muhtemelen osteoklastlara dönüşen aynı kemik iliği kök hücrelerinden farklılaştığı düşünülmektedir. Multi-potent kök hücrenin osteoklast, odontoklast veya sementoklast olarak farklılaşıp farklılaşmayacağını belirleyen sinyaller henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Vücut bu süreci uzun veya orta menzilli hormon ve büyüme faktörü sinyalleri ile düzenleyebilir. Düzenleme çok kısa menzilli de olabilir: kök hücrenin her bir hedef dokunun ECM'si içindeki proteinlere veya glikoproteinlere bağlanması, kök hücreye konumsal bilgi sağlar. Mikroskop altında osteoklastlarla kabaca aynı olsa da odontoklastlar ve sementoklastlar önemli fizyolojik farklılıklara sahiptir. Örneğin, kalsitonin hormonu osteoklastları inhibe eder ancak kök rezorpsiyonu sırasında odontoklast aktivitesini tetikler. Bu ayrıntının önemi; kök rezorpsiyonunun her zaman kemik rezorpsiyonuyla eşleşmemesidir. Örneğin osteoporozda diş kaybına yol açan, şey diş kökü erimesi değil kemik erimesidir. Diş dökülmesi sırasında, diş kökünün çevresindeki dentin dokusu önce rezorbe edilir. Ancak aynı süreçte, dişin yerini alacak olan kalıcı dişin yerleşebilmesi için gerekli olan kemik dokusu, yani alveoler kemik, hem rezorpsiyon hem de depozisyon geçirir. Bu süreçte, kemik dokusu yıkılırken aynı zamanda yeni kemik dokusu da oluşur. Böylece, kalıcı dişin çıkışı için bir yol oluşturulur ve aşağıdaki alveoler soket boşluğu dolgunlaştırılır.

Bazı yayınlar sementoklastların PDL'de bulunan farklı hücreler olduğunu ve yaşam boyunca sementumun korunmasında rol oynadıklarını öne sürmektedir. Diğer yayınlar sementoklastların odontoklastlar ve osteoklastlarla aynı hücre tipi olduğunu öne sürmektedir. Daha fazla çalışma yapılmadan, sementoklastın ayrı bir hücre tipi mi yoksa sementumun yakınında bulunan bir osteoklast mı olduğunu söylemek zordur. Aradaki fark anlamsal olabilir; tıpkı öğretmeninizi markette gördüğünüzde onun hala bir öğretmen mi yoksa sadece başka bir müşteri mi olduğunu sormak gibi. Rezorpsiyon mekanizması aynıdır (asitler ve proteinazlar), ancak bu hücrelerin aynı şekilde düzenlenip düzenlenmediği diş dökülmesi ve ortodontik hareket sırasında önemli bir sorudur.

Önceki Ders: Dişlerin Histolojisi

Sonraki Ders: Sert Dokuların Özeti

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gelişim ve Kalıtım Eleştirel Düşünme Soruları

Periodonsiyum Klinik Uygulamalar

Fonksiyonel Bağımlılıklar