Lenfatik ve Bağışıklık Sistemi (Başlangıç)
Dünya Çapında AIDS Salgını (a) 2008 yılı itibariyle bazı Afrika ülkelerinde yetişkinlerin yüzde 15'inden fazlası HIV ile enfekte olmuştur. Bu korkunç tablo 2012 yılına gelindiğinde çok az değişmiştir. (b) Bu taramalı elektron mikrografında HIV virionları (yeşil partiküller) bir makrofajın (pembe yapı) yüzeyinden tomurcuklanıyor. [(credit b: C. Goldsmith)]
Haziran 1981'de, Atlanta, Georgia'daki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), Los Angeles, California'da beş hastadan oluşan olağandışı bir kümelenmeye ilişkin bir rapor yayınladı. Beşine de Pneumocystis jirovecii (eski adıyla Pneumocystis carinii) adlı bir mantarın neden olduğu nadir bir zatürre teşhisi kondu.
Bu neden olağandışıydı? Sağlıklı bireylerin akciğerlerinde yaygın olarak bulunmasına rağmen bu mantar, bağışıklık sistemi baskılanmış veya az gelişmiş bireylerde hastalığa neden olan fırsatçı bir patojendir. Bağışıklık sistemleri henüz olgunlaşmamış olan çok genç yaştakiler ve yaşla birlikte bağışıklık sistemleri azalan yaşlılar özellikle hassastır. Los Angeles'taki beş hasta ise 29 ila 36 yaşları arasındaydı ve immünolojik açıdan hayatlarının baharında olmalıydılar. Neler oluyor olabilir?
Birkaç gün sonra, New York'ta yine genç hastaların dahil olduğu ve bu kez Kaposi sarkomu olarak bilinen nadir bir cilt kanseri türünün görüldüğü sekiz vakalık bir küme rapor edildi. Kan ve lenf damarlarını kaplayan hücrelerde görülen bu kanser, daha önce yaşlılarda görülen nispeten zararsız bir hastalık olarak görülüyordu. Doktorların 1981'de gördüğü hastalık korkutucu derecede daha şiddetliydi; gövde ve yüz de dahil olmak üzere vücudun tüm bölgelerine yayılan çok sayıda, hızlı büyüyen lezyonlar vardı. Bu genç hastaların bağışıklık sistemleri bir şekilde tehlikeye girmiş olabilir mi? Gerçekten de, test edildiklerinde, kanlarında belirli bir beyaz kan hücresi türünün son derece düşük sayılarda olduğu görüldü; bu da bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü bir şekilde kaybettiklerini gösteriyordu.
Edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu ya da AIDS'in, daha önce bilinmeyen insan bağışıklık yetmezliği virüsünün (HIV) neden olduğu yeni bir hastalık olduğu ortaya çıktı. İlk yıllarda aktif HIV enfeksiyonu olanlarda neredeyse yüzde 100 ölümcül olmasına rağmen, anti-HIV ilaçlarının geliştirilmesi HIV enfeksiyonunu bir zamanlar olduğu gibi kesin bir ölüm cezası değil, kronik, yönetilebilir bir hastalığa dönüştürmüştür. HIV hastalığının ortaya çıkmasının olumlu sonuçlarından biri, halkın dikkatinin daha önce hiç olmadığı kadar işlevsel ve sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olmanın önemine odaklanması oldu.
Önceki Ders: Kardiyovasküler Sistem: Kan Damarları ve Dolaşım Eleştirel Düşünme Soruları
Sonraki Ders: Lenfatik ve Bağışıklık Sistemlerinin Anatomisi
Yorumlar
Yorum Gönder